-
1 mümkün olduğu kadar
наско́лько возмо́жно -
2 mümkün
возмо́жный* * *мо́жно, возмо́жноmümkün olduğu kadar — наско́лько возмо́жно, по возмо́жности
mümkün olduğu kadar çabuk — как мо́жно быстре́е
mümkün olmayacak bir şey — невозмо́жная вещь
pek mümkündür — вполне́ возмо́жно
-
3 kadar
1) (величиной, ростом, размером) с..., поavuç içi kadar yer — ме́сто с ладо́нь
yumruk kadar — [разме́ром] с кула́к
2) насто́лько, так (о степени, мере)o kadar sevindi ki... — она́ так обра́довалась, что...
3) ( при сравнении) как..., тако́й же, как..., сто́лько же, какaslan kadar kuvvetli — си́льный как лев
çöl kadar geniş — тако́й широ́кий, как пусты́ня
senin kadar çalıştı — он рабо́тал сто́лько же, ско́лько и ты
istediğin kadar al — бери́ сто́лько, ско́лько хо́чешь
4) как, как бы, бу́дтоteşekkür ederim, onu almış kadar oldum — благодарю́, я его́ как бы получи́л
5) о́коло, приблизи́тельноbir yıl kadar — о́коло одного́ го́да
bir ay kadar — приблизи́тельно [оди́н] ме́сяц
6) -e доgara kadar — до вокза́ла
saat ona kadar sokaklarda gezdi — до десяти́ часо́в он гуля́л по у́лицам
••- bildiğim kadarıyla
- gözün alabildiği kadar
- gözün ğörebildiği kadar
- mümkün olduğu kadar
- bu kadar mı?
- yalnız o kadar -
4 çabuk
1.1) бы́стро, ско́ро; жи́во; прово́рноçabuk çabuk — а) бы́стро-бы́стро; б) спе́шно, поспе́шно, на́скоро, на ско́рую ру́ку
çabuk çabuk solumak — учащённо дыша́ть
çabuk davran! — жи́во!
çabuk geçmek — бы́стро бежа́ть, мча́ться (о времени и т. п.)
çabuk ilerleyen — скороте́чный (о болезни)
çabuk (ol)! — бы́стро!, жи́во, живее!, скоре́й! (работай и т. п.)
çok çabuk — стремгла́в, о́чень бы́стро, стреми́тельно
daha çabuk — скоре́й, скоре́е; быстре́е
mümkün olduğu kadar çabuk или mümkün olabildiği kadar çabuk — как мо́жно скоре́е
2) бе́глоçocuk çabuk okuyor — ма́льчик бе́гло чита́ет
2.1) бы́стрый, ско́рый; прово́рный2) бе́глый (о чтении)
См. также в других словарях:
CAHİD — Mânen, kavlen, kalemen ve maddeten cihad eden. Mücâhid olan. Din düşmanı ile elinden geldiği kadar mânen, kavlen, kalemen ve maddeten cenkeden, vuruşan. Mümkün olduğu kadar gayretle çalışan. Kur an ve İman hakikatlarının neşrinde çalışmak… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alarga — is., den., İt. allarga 1) Açık deniz, engin 2) zf., argo Uzaktan, açıktan Arkadaşlarımdan mümkün olduğu kadar alarga yürüyor, kendimi pencerelerin, kapıların ışık sahası dışına çıkarmaya uğraşıyordum. R. N. Güntekin 3) ünl., den. Açıktan geç,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
izbandut — sf., İt. sbandato 1) Görünüşü ve davranışı ile korku veren (iri yarı adam) Hanife, iki izbandut herifin yanından geçeceği anı mümkün olduğu kadar tehire çalışıyordu. H. E. Adıvar 2) is., esk. Rum korsanı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hacir altına almak — 1) kısıtlamak Mümkün olduğu kadar uzun zaman devam etmesi için onu âdeta hacir altına almıştık. R. N. Güntekin 2) huk. hastalık, bunama vb. sebeplerden dolayı davranışlarının nasıl sonuç vereceğini bilemeyen bir kişiyi mahkeme aracılığıyla mal ve … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakin olmak — 1) bir yerde yerleşmek, oturmak 2) sakin duruma gelmek Mümkün olduğu kadar sakin olmaya çalışarak tekrar masasına döndü. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
LİBERAL — Fr. Ferdî hürriyet lehinde, hürriyete elverişli. Ferdî teşebbüs ve hürriyet haklarını korumak için en iyi vasıta, devletin salâhiyyetlerini mümkün olduğu kadar tahdid etmek fikri. Rusya daki dinsiz sosyalistliğin zıddı. (Bak: Sosyalizm … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ORSA — Yelkenleri mümkün olduğu kadar rüzgârın estiği cihete yaklaştırarak seyretmek hâli. * Geminin sol tarafı, iskele … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSBATİYECİLİK — (Fr: Pozitivizm) Fls: Bu felsefe nazariyesine göre, isbat yolu ile yakîn, şüphesiz bilginin elde edilebilmesi, tecrübelerle müşahadelerle ve vakıalara istinaden mümkün olacağı iddia edilir. İsbat şeklini ve sahasını daraltıp sadece maddiyata… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük